“Keşke” Dememek İçin

Hayatınızda yeni ve çok güzel bir başlangıç daha oldu;
Uzun süren öğrenim hayatı sonunda ilk işinize başladınız ve artık kendi paranızı kazanıyorsunuz, ya da yıllarca başkaları için çalışmanın size göre olmadığına karar verip kendi işinizi kurdunuz,
Ne zamandır biriktirdiğiniz para ile bir araba aldınız, ya da birikimlerinizin üstüne bir miktar da borçlanarak kendi evinizin sahibi oldunuz,
Belki de yeni evlendiniz, eşinizle özenerek aldığınız eşyalar ile düzenlediğiniz yeni bir yuvanız ve yanınızda hayatın sorumluluklarını paylaştığınız birisi var artık,
Çocuğunuzu kucağınıza ilk aldığınız gün belki de, ya da bebeğiniz olacağını ilk haber aldığınız. Eşiniz ile ilk defa bir bebek hayalini birlikte kurmuş olmanız bile olabilir bu güzel başlangıç…
Hayatınızdaki bu yeni başlangıcın heyecanı, beraberinde Sigorta yaptırma düşüncesini getirdi. Vakit geçirmeden araştırmaya başladınız. Sigorta alabileceğiniz ne kadar çok yer varmış meğer. Tercihlerine güvendiğiniz eş dost ya da arkadaşlarınızın tavsiye ettiği bir sürü sigorta acentesi, arabanızı aldığınız oto galerisi, kredi aldığınız banka ve hatta biraz bilgi edinmek için başvurduğunuz internetin “Sigorta” yazdığınızda karşınıza çıkardığı on-line satış uygulamaları. En doğru kararı vermek adına her birinden teklif isteyerek iyi bir başlangıç yaptınız.
Sizi hiç tanımayan, hayatta sahip olduklarınızı, daha önemlisi taşıdığınız riskleri bilmeyen kişilerin belli bir standart için hazırladığı, üstelik fiyatları birbirinden soru işareti bırakacak kadar farklı ürünler arasından doğru tercihi nasıl yapacaksınız? Ön plana çıkarılan özellikleri karşılaştırarak, tanıdığınız ve güven duyabileceğiniz şirketler arasından, bütçenize göre bir karar vermek en doğru yöntem gibi gözükse de, kararınızın doğru olup olmadığını ancak hasar yaşadığınızda anlayacak olmanız ne kadar güvenli?
Peki ya hiç görmeden, tanışmadan sigorta yaptırdığınız, işini müşterisine birebir dokunmadan yapan bir şirket, verdiğiniz bu kararın sorumluluğunu sizinle ne kadar paylaşıyor olabilir düşündünüz mü hiç?
• Sizin gerçek ihtiyacınızı belirlenmeden, bütün teklifler önünüze sunuldu örneğin. Seçenek çokluğu tatmin edici olsa da, öne çıkarılan özellikler dışında tüm şirketlerin hasar uygulamalarının birbiri ile aynı olduğunu düşünmeniz sağlanmadı mı?
• Net bir tavsiye gelmeden, karar size bırakıldı. Siz herhangi bir yönlendirmeye maruz kalmadan özgür bir seçim yapmanın mutluluğunu yaşarken, hizmet satın aldığınız yerin sizi bir seçeneğe yönlendirmiş olmanın vereceği sorumluluktan kurtulmuş olduğu fark ettiniz mi?
• “Poliçenizdeki Teminatları Mutlaka Okuyun” uyarıları ile mesleği sigortacılık olmayanların yorumlamakta zorlanacağı bir dolu bilginin sorumluluğu da size mi bırakıldı yoksa?
• “Dilediğin Kadar Soru Sormalısın” tavsiyesi ile sınırsız bir hizmet vaat edildi. Hayatında hiçbir sigorta deneyimi yaşamamış, dolayısıyla neler sorması gerektiğini bilmeyen birisi iseniz eğer, ileride kötü bir deneyim yaşamanız durumunda, soramadığınız o doğru sorunun sorumluluğu kimde olacak peki?
Bir sürü seçenek içinden, ne kadar inceleyip karar vermiş olsanız da, içinizden bir ses bir şeylerin eksik olduğunu söylüyorsa, sigortanızın sunduğu geleceği net göremiyorsunuz demektir.
Baktığınız noktayı net göremiyorsanız eğer, baktığınız açıyı değiştirmeniz gerekir…
1. Sigortanızı yaptıracağınız yeri seçerken Hasar Anını düşünün. İster tatil günü, ister gecenin bir vakti olsun, arayıp destek istediğiniz kişinin tanıdık bir ses olması yaşayabileceğiniz en büyük konfordur.
2. Size ürünü tavsiye eden kişinin, aynı zamanda siz ürünü kullanırken yanınızda olması, başka hiçbir üründe yaşayamayacağınız, sadece sigorta acenteciliği modeli ile size sunulan bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan vazgeçmeyin, sigortanızı yapan kişi, hasar durumunda arayabileceğiniz kişi olsun.
3. Sigortalarınızı tek tek değil bir bütünün parçaları olarak düşünün, bu hem hiç bir riskinizin açıkta kalmamasını, hem de toplamda size ciddi fiyat avantajları sağlayacaktır. Değişen dünya ile gelişen sigortacılık anlayışında artık İyi Müşteri Kavramı, hasar yapmayan müşteri değil, tüm risklerini düşünen, sadık müşteri şeklinde yeniden tanımlanarak, prim hesaplamalarında belirleyici olmaya başladı, bu kavramın dışında kalmayın.
4. Sigorta uzun vadeli düşünülmesi gereken bir planlama işidir. İlk işe başladığımızda kazancımız ile birlikte sahip olduklarımız az, önümüzdeki yıllar ve gelecek planlarımız çok daha fazladır. İlk hedefimiz önümüzdeki uzun hayatı ve çalışabilme gücümüzü koruma altına almak olur. Yıllar geçtikçe bu oran değişir, önümüzdeki seneler azalır, sahip olduklarımız ise artar. Bu dengeyi iyi sağlamak, büyük bütçeler ayırmadan tüm risklerinizi kontrol altına almak iyi bir risk planlaması ile olacaktır.
5. Sigorta Danışmanı kavramını hayatınıza yerleştirin. Yoğun iş temponuza rağmen mutlaka vakit ayırın ve Sigorta Danışmanınızın yılda en az bir kere sizi ziyaret ederek risk planlamanızı güncellemesini isteyin.
6. Sigortalarınız için büyük bütçeler ayırmaya çalışmayın. Avrupa ülkelerinde Gayri Safi Milli Hâsılanın ortalama %9 ’unu sigorta gelirleri oluşturur, yani kazanılan her 91 liranın 9 lirası sigorta için harcanmaktadır. Her bireyin, kazancının %10’unu geleceğinizi korumak için ayırması dünyada kabul gören bir orandır. Tüm risk planlamanızı bu oran içinde yapmaya çalışın.

Henüz İyi Bir Sigorta Danışmanı İle Tanışmadıysanız,
Bize Ulaşın, Tanışalım…
Hayatınızda Güzel Bir Başlangıç Daha Olsun…